2025 yılında Türkiye’de girişimcilik ekosistemi, devlet destekleri ve vergi muafiyetleriyle önemli bir dönüşüm yaşıyor. Yeni kurulan şirketlerin rekabet gücünü artırmak, finansal yüklerini hafifletmek ve büyümelerini desteklemek amacıyla çeşitli teşvikler sunuluyor. İşte, yeni şirketler için mevcut olan vergi muafiyetleri, SGK destekleri ve diğer devlet teşviklerine dair kapsamlı bir rehber.
Vergi Muafiyeti Nedir ve Hangi Şirketleri Kapsar?
Vergi muafiyeti, belirli şartları sağlayan şirketlerin gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV veya diğer bazı vergilerden geçici veya kalıcı olarak muaf tutulmasıdır. Türkiye’de özellikle genç girişimciler, teknoloji tabanlı firmalar ve yatırım teşvik belgesi alan şirketler bu muafiyetlerden yararlanabilmektedir.
Yeni kurulan şahıs ve sermaye şirketlerinde bu muafiyetler, şirketin kuruluş aşamasından itibaren belirli sürelerle uygulanır. Muafiyet şartlarının tam olarak sağlanması, ilgili belgelerin eksiksiz hazırlanması ve zamanında başvurulması gereklidir. Aksi takdirde teşvik hakları kaybedilebilir.
Genç Girişimciler İçin 3 Yıl Gelir Vergisi Muafiyeti
Türkiye’de girişimciliği teşvik etmek ve genç nüfusun iş dünyasına daha aktif katılımını sağlamak amacıyla, 18-29 yaş arasındaki genç girişimcilere yönelik özel bir vergi muafiyeti uygulanmaktadır. Bu muafiyet kapsamında, genç girişimcilerin ilk kez kurdukları işletmelerden elde ettikleri kazançlar, kuruluş tarihinden itibaren 3 yıl boyunca gelir vergisinden muaf tutulur. Bu uygulama, gençlerin iş kurma sürecindeki finansal yüklerini azaltmayı ve sürdürülebilir iş modelleri geliştirmelerini desteklemeyi hedefler.
2025 yılında güncel düzenlemelerle birlikte bu muafiyetin kapsamı ve şartları daha da netleştirilmiş ve bazı kolaylıklar getirilmiştir. Örneğin, genç girişimcilerin işletme kurulumundan sonra en geç 10 iş günü içinde vergi dairesine başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Başvurunun zamanında yapılmaması durumunda muafiyetten yararlanma hakkı kaybedilebilir. Ayrıca, işletmenin devralınmamış ve ticari faaliyetin fiilen yürütülüyor olması da şartlar arasında yer alır.
Bu vergi muafiyeti sadece şahıs şirketleri için değil, aynı zamanda limited ve anonim şirketler gibi diğer şirket türleri için de geçerlidir. Dolayısıyla genç girişimciler, iş modeline ve sermaye yapısına uygun şirket türünü seçerek, vergi avantajlarından yararlanabilirler. İşletmenin faaliyet alanı veya büyüklüğü muafiyet için belirleyici değildir; önemli olan, işletmenin genç girişimci tarafından ilk defa kurulmuş olmasıdır.
Vergi muafiyeti, genç girişimcilerin nakit akışını iyileştirerek işletmenin kuruluş ve ilk büyüme aşamalarında finansal esneklik sağlar. Bu süreçte elde edilen tasarruflar, işletmenin diğer yatırım ve işletme giderlerine aktarılabilir. Örneğin, yeni bir ürün geliştirme, pazarlama faaliyetleri veya personel istihdamı gibi alanlarda kullanılabilir. Böylece, genç girişimciler hem kendi işlerini kurarken hem de büyütürken önemli bir destek almış olur.
Muafiyetin avantajlarından tam anlamıyla faydalanabilmek için genç girişimcilerin muhasebe kayıtlarını düzenli ve şeffaf tutmaları önemlidir. Vergi dairesine karşı yapılacak denetimlerde işletmenin fiilen faaliyet gösterdiğinin kanıtlanması gerekir. Ayrıca, genç girişimcilerin bu muafiyetten faydalanırken diğer teşvik ve destek programları ile çakışma durumlarını da göz önünde bulundurmaları yarar sağlar.
İşe Alımlarda SGK Prim Teşvikleri
İşe alımlarda SGK prim teşvikleri, özellikle yeni kurulan şirketlerin istihdam maliyetlerini azaltarak iş gücü piyasasına daha fazla katılım sağlamalarını hedefleyen önemli bir destek mekanizmasıdır. Devlet, işverenlerin üzerindeki sosyal güvenlik primi yükünü hafifletmek için çeşitli teşvik ve indirimler sunar. Bu teşvikler sayesinde, işletmeler yeni çalışan alırken SGK primi ödemelerinin tamamını veya bir kısmını devlet desteği ile karşılayabilir. Bu durum, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için büyük avantaj sağlar.
Genç ve kadın çalışanlara yönelik prim teşvikleri, Türkiye’de istihdamı artırmak için en çok kullanılan destekler arasında yer alır. Örneğin, 18-25 yaş aralığında işe alınan genç çalışanların SGK işveren primi, genellikle 12 ay boyunca devlet tarafından karşılanır. Kadın çalışanlar için ise bu destek süresi 18 aya kadar uzayabilir. Böylece, işverenlerin işe alım maliyetleri düşerken, genç ve kadınların iş piyasasındaki varlığı güçlenir. Ayrıca, engelli bireylerin istihdamında da benzer prim teşvikleri uygulanmaktadır.
Bunun dışında, İŞKUR’a kayıtlı işsizlerin işe alınmasında da özel destekler bulunur. İşverenler, bu kişileri işe aldıklarında belirli süreler için SGK primlerinden muaf tutulur veya düşük oranda prim öder. Bu durum, işsizliğin azaltılmasına katkı sağlarken, işverenlerin de ihtiyaç duydukları nitelikli iş gücüne ulaşmalarını kolaylaştırır.
SGK prim teşviklerinin uygulanabilmesi için işverenlerin mevzuata uygun hareket etmeleri ve gerekli başvuruları yapmaları gerekir. Başvurular genellikle e-Devlet veya SGK’nın resmi sistemleri üzerinden gerçekleştirilir. Teşvikten yararlanabilmek için işverenlerin, çalışanların işe giriş bildirgelerini ve diğer belgeleri zamanında ve doğru şekilde sunmaları önemlidir. Ayrıca, teşviklerin süresi, oranları ve kapsamları yıldan yıla değişiklik gösterebildiğinden, güncel mevzuat takibi şarttır.
Bu teşviklerin işverenlere sağladığı avantajlar sadece mali yükün azaltılmasıyla sınırlı kalmaz. Aynı zamanda istihdamın artırılması ve kayıt dışı çalışmanın önüne geçilmesi gibi sosyal faydalar da sağlar. İşverenler, SGK prim teşvikleri ile daha fazla personel istihdam etme imkânı buldukça, işletmelerinin üretkenliği ve rekabet gücü de artar.
Teknoparklar ve Ar-Ge Şirketlerine Sağlanan Vergi Avantajları
Teknoparklar ve Ar-Ge şirketleri, Türkiye’de inovasyon ve teknoloji üretiminin merkezi olarak ön plana çıkar. Devlet, bu tür şirketlerin faaliyetlerini desteklemek ve Ar-Ge yatırımlarını teşvik etmek amacıyla çeşitli vergi avantajları sağlamaktadır. Bu avantajlar, hem şirketlerin finansal yükünü hafifletmekte hem de Türkiye’nin teknoloji geliştirme kapasitesini artırmayı hedeflemektedir.
Teknoparklarda faaliyet gösteren şirketler, Ar-Ge ve yazılım geliştirme faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları belirli şartlar altında gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutmaktadır. Bu vergi muafiyeti, şirketlerin elde ettiği Ar-Ge gelirlerinin tamamını ya da belirli bir oranını kapsayabilir. Böylece, teknoloji tabanlı şirketler, vergi yükünü azaltarak Ar-Ge yatırımlarına daha fazla kaynak ayırabilirler.
Ayrıca, teknoparklarda çalışan personelin ücretlerinden kesilen gelir vergisi de devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu durum, hem şirketler hem de çalışanlar açısından cazip bir teşvik unsuru olarak kabul edilir. Ücretlerden alınan gelir vergisinin devlet tarafından üstlenilmesi, Ar-Ge çalışanlarının maliyetini düşürür ve nitelikli iş gücünün teknoparklarda toplanmasını teşvik eder.
Teknoparklara sağlanan diğer vergi avantajları arasında KDV istisnası ve ithalat vergisi muafiyetleri de bulunmaktadır. Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılan makine, teçhizat, yazılım ve diğer malzemelerin ithalatında gümrük vergisi alınmaması veya KDV’den muaf tutulması, şirketlerin yatırım maliyetlerini önemli ölçüde düşürür. Bu destekler, teknolojik yeniliklerin hızla geliştirilmesine ve ticarileştirilmesine olanak tanır.
2025 yılı itibarıyla teknopark teşviklerinde bazı güncellemeler yapılmış, desteklerin kapsamı ve süreleri artırılmıştır. Özellikle yeşil teknoloji ve dijital dönüşüm alanındaki Ar-Ge projeleri öncelikli destek kapsamına alınmıştır. Bu gelişmeler, Türkiye’nin küresel teknoloji ekosisteminde daha güçlü bir oyuncu olma hedefini destekler niteliktedir.
Teknoparklarda yer alan Ar-Ge şirketleri, bu vergi avantajlarının yanı sıra çeşitli finansal destek ve hibelerden de faydalanabilir. TÜBİTAK, KOSGEB ve diğer kamu kurumları tarafından sunulan Ar-Ge destek programları, teknoparklarda faaliyet gösteren şirketlere ek kaynak sağlar. Böylece, yenilikçi projelerin geliştirilmesi ve pazara sunulması hız kazanır.
Vergi avantajlarından yararlanabilmek için şirketlerin teknopark yönetimi ve ilgili devlet kurumları ile koordinasyon içinde olmaları gerekir. Ar-Ge faaliyetlerinin belgelenmesi, uygun başvuruların yapılması ve yasal düzenlemelere uyulması, teşviklerden tam anlamıyla faydalanmanın ön koşullarıdır. Bu süreçte mali müşavir ve hukuk danışmanlarından destek almak, şirketlerin hak kaybına uğramasını önler.
Bölgesel Teşvikler ve Yatırım Bölgeleri
Türkiye’de yatırımların bölgesel dengesini sağlamak amacıyla altı farklı teşvik bölgesi belirlenmiştir. Bu bölgeler arasında gelişmişlik düzeyine göre teşvik oranları ve destek süreleri değişiklik gösterir. Özellikle 5. ve 6. bölgelerde yapılan yatırımlara çok daha cazip vergi indirimleri ve SGK primi destekleri sağlanır.
2025 yılında bazı iller teşvik bölgeleri arasında güncellenmiş ve yeni avantajlar getirilmiştir. Yatırımcıların bölgesel teşviklerden tam anlamıyla faydalanması için yatırımın yapılacağı bölgenin güncel teşvik haritasını incelemesi önemlidir. Böylece yatırımların maliyetleri önemli ölçüde düşürülür.
KOSGEB Destekleri ile Şirket Kuruluşu ve İşletme Sermayesi
KOSGEB, Türkiye’de girişimciliği desteklemek ve küçük ile orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) gelişimini hızlandırmak amacıyla sunduğu çeşitli hibe ve kredi programlarıyla önemli bir kaynak konumundadır. Yeni kurulan şirketlerin kuruluş aşamasındaki finansal yüklerini hafifletmek ve işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak için KOSGEB destekleri büyük avantajlar sağlar. Bu destekler, girişimcilerin iş fikirlerini hayata geçirmelerinde ve sürdürülebilir büyüme sağlamalarında kritik bir rol oynar.
Şirket kuruluşu için KOSGEB tarafından sağlanan destekler genellikle hibe şeklindedir ve başvuru yapan girişimcilere belirli bir tutara kadar finansal kaynak aktarılır. Bu destekler, kuruluş işlemlerinde gereken resmi harçlar, danışmanlık hizmetleri, ofis donanımı ve yazılım giderleri gibi maliyetlerin karşılanmasında kullanılabilir. Böylece, girişimciler başlangıçta karşılaşabilecekleri yüksek maliyetlerden bir ölçüde korunmuş olur.
KOSGEB desteklerinden faydalanabilmek için girişimcilerin öncelikle KOSGEB’in düzenlediği girişimcilik eğitimlerini tamamlamaları gerekmektedir. Eğitimleri başarıyla tamamlayan adaylar, işletme kurma süreçlerinde rehberlik ve danışmanlık hizmetleri alarak daha sağlam bir iş planı oluşturabilir. Bu eğitimler, iş fikrinin pazara uyarlanması, finansal planlama ve işletme yönetimi gibi konularda bilgi sahibi olunmasını sağlar.
İşletme sermayesi desteği ise şirketlerin günlük operasyonlarını sürdürebilmeleri için gerekli nakit akışını sağlamak adına verilir. Üretim maliyetleri, hammadde alımı, personel giderleri ve pazarlama harcamaları gibi kalemler için kullanılabilen bu destek, şirketlerin büyüme sürecinde likidite sorunlarını azaltır. Özellikle yeni kurulan firmalar için sermaye yetersizliği büyüme hızını kısıtlayan en önemli faktörlerden biridir ve KOSGEB’in sunduğu destekler bu açığı kapatmada etkili olur.
2025 yılında KOSGEB destek programları, dijitalleşme, yazılım geliştirme, yeşil enerji ve teknoloji alanlarına öncelik vermektedir. Bu alanlarda faaliyet gösteren şirketler, daha yüksek destek tutarları ve daha avantajlı şartlarla KOSGEB hibelerine başvurabilir. Ayrıca, KOSGEB destekleri kapsamında faizsiz krediler ve geri ödemesiz hibeler bir arada sunularak girişimcilere esneklik sağlanmaktadır.
Başvuru sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar arasında, destek programlarının şartlarına uygunluk, gerekli belgelerin eksiksiz sunulması ve belirlenen sürelerde başvuruların yapılması yer alır. Başvurular genellikle KOSGEB’in resmi internet sitesi üzerinden elektronik ortamda gerçekleştirilir. Ayrıca, desteklerin kullanımı sırasında yapılan harcamaların belgelenmesi ve KOSGEB denetimlerine açık olunması gerekmektedir.
KOSGEB destekleri sadece kuruluş aşamasında değil, şirketlerin büyüme ve gelişme süreçlerinde de devam eden bir kaynak olarak hizmet verir. İleri teknoloji yatırımları, ihracat geliştirme ve AR-GE faaliyetleri için sağlanan desteklerle şirketler, rekabet güçlerini artırabilirler. Böylece, KOSGEB destekleri, işletmelerin sürdürülebilir bir şekilde büyümesine olanak tanıyan kapsamlı bir ekosistem oluşturur.
KOSGEB 2025 Destek Programları
-
İstihdamı Koruma Destek Programı
İmalat sanayinin emek yoğun sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerin, 2024 yılının son üç ayında sağladıkları istihdamı 2025 yılında korumaları halinde, geri ödemesiz performans desteği sunulmaktadır. -
Kapasite Geliştirme Destek Programı
İşletmelerin üretim kapasitelerini artırmalarına yönelik olarak, makine-teçhizat, yazılım, personel ve hizmet alımı gibi giderler için kredi desteği sağlanmaktadır. 2025-2 dönemi başvuruları 2 Mayıs – 30 Haziran 2025 tarihleri arasında alınacaktır. -
Küresel Rekabetçilik Destek Programı
KOBİ’lerin uluslararası pazarda rekabet güçlerini artırmalarına yönelik olarak, ihracat, markalaşma ve uluslararasılaşma faaliyetlerine destek verilmektedir. -
Girişimci Destek Programı
Yeni kurulan işletmelere yönelik olarak, iş kurma ve iş geliştirme desteği sunulmaktadır. İş kurma desteği, kuruluş tarihinden itibaren bir yıl içinde başvurulabilirken, iş geliştirme desteği üç yıl içinde başvurulabilir. -
KOBİ Dijital Dönüşüm Destek Programı
İşletmelerin dijitalleşme süreçlerini hızlandırmalarına yönelik olarak, yazılım ve dijital altyapı yatırımlarına destek sağlanmaktadır. -
Yeşil Sanayi Destek Programı
Çevre dostu üretim süreçlerinin benimsenmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması amacıyla, yeşil teknolojilere yatırım yapan işletmelere destek verilmektedir. -
YÖNDE – Yönderlik ve Değerlendirme Destek Programı
İşletmelerin yönetim kapasitesini artırmak ve performanslarını değerlendirmek amacıyla, danışmanlık ve rehberlik hizmetlerine destek sağlanmaktadır. -
KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım (TEKNOYATIRIM) Destek Programı
Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi amacıyla, Ar-Ge ve inovasyon projelerine yatırım desteği sunulmaktadır. -
Stratejik Ürün Destek Programı
Milli güvenlik ve stratejik öneme sahip ürünlerin üretimine yönelik olarak, yatırım ve üretim süreçlerine destek verilmektedir. -
TEKMER Destek Programı
Teknoloji Geliştirme Merkezlerinde faaliyet gösteren girişimcilere, iş geliştirme ve ticarileştirme süreçlerinde destek sağlanmaktadır.
İhracat Odaklı Yeni Şirketler İçin Devlet Destekleri
Yeni kurulan şirketlerin büyüme stratejisinde ihracat önemli yer tutar. Türkiye Cumhuriyeti, ihracat yapan firmalara yönelik pazarlama, tanıtım, yurt dışı fuar katılımı gibi alanlarda destek sağlamaktadır. Bu teşvikler, şirketlerin yeni pazarlara açılmasını kolaylaştırır.
2025 yılında ihracat desteklerinde dijital pazarlama ve e-ihracat faaliyetlerine özel destekler artırılmıştır. İhracatçı birlikleri ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilen bu teşviklere başvuru yaparak, firmalar uluslararası rekabet gücünü artırabilir.
Vergi Muafiyetleri ve Teşvik Başvurularında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Vergi muafiyetleri ve teşviklerden faydalanmak isteyen işletmelerin başvuru süreçlerine özen göstermesi gerekir. Başvuru süresinin kaçırılması, eksik belge sunulması veya yanlış bilgi verilmesi teşviklerin iptaline yol açabilir. Bu nedenle, mali müşavir desteği almak ve resmi duyuruları takip etmek önemlidir.
Teşviklerin doğru ve etkin kullanımı için şirketlerin muhasebe sistemlerini bu desteklere uygun hale getirmeleri, düzenli belge takibi yapmaları ve yasal yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeleri gerekir. Böylece teşviklerin sunduğu avantajlardan maksimum fayda sağlanabilir.